23 Ekim 2024 Çarşamba
Genç Öncüler

Direnişin Belkemiği; Gazze’de Eğitim

Bu yazı EDEP kurumu bünyesi altında, Asude Şaşkın ve Maria Akraa tarafından hazırlanmış olan “Gazze’de Aksa Tufanı Öncesi ve Sonrası Eğitim ve Son Durumun Filistin Toplumu Üzerine Etkileri” çalışması kaynak alınarak hazırlanmıştır.

Eği­tim, ulus­la­ra­ra­sı hukuk ta­ra­fın­dan gü­ven­ce al­tı­na alın­mış temel bir in­san­lık hak­kı­dır. Ulus­la­ra­ra­sı tüm söz­leş­me ve ya­sa­la­ra rağ­men, Gazze halkı 1967 İsrail iş­ga­li­nin ba­şın­dan beri bu temel hakka eri­şim ko­nu­sun­da çe­şit­li zor­luk ve en­gel­ler­le kar­şı­laş­mak­ta­dır. İsrail or­du­su bugün hâlâ eği­ti­me ve eği­tim ku­rum­la­rı­na büyük za­rar­lar ver­mek­te ol­du­ğu gibi tarih bo­yun­ca da eği­ti­mi bü­tü­nüy­le hedef alan sal­dı­rı ve mü­da­ha­le­ler­de bu­lun­muş­tur. Tüm en­gel­le­me­le­re ve mü­da­ha­le­le­re rağ­men Gazze’de halk, diğer Arap ül­ke­le­ri­ne ve hatta dün­ya­da­ki bir­çok ül­ke­ye na­za­ran ba­şa­rı­lı bir eği­tim sis­te­mi inşa etme ko­nu­sun­da büyük bir ba­şa­rı gös­ter­miş­tir. Eği­ti­me ol­duk­ça büyük bir önem veren Gazze hal­kı­nın 7 Ekim’den sonra özel­lik­le daha önce böy­le­si bir du­rak­la­ma ya­şa­ma­mış olan eği­tim­de ve ha­ya­tın her ala­nın­da ger­çek­le­şen bu büyük yı­kım­dan çok büyük bir öl­çü­de et­ki­len­miş ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir.

Fran­ce Ara­bic’in 2015’de ya­yın­la­mış ol­du­ğu ra­po­ra göre Gazze’de oku­ma-yaz­ma oranı %96’ya ulaş­mış ol­du­ğu gibi 2050’de oku­ma-yaz­ma bil­me­yen kim­se­nin kal­ma­ya­ca­ğı ön­gö­rü­lü­yor­du. Bu oran yıl­lar yılı süren zorlu ko­şul­la­ra rağ­men Gazze hal­kı­nın eği­ti­me ver­di­ği önemi ve ba­şa­rı­lı bir eği­tim sis­te­mi inşa ede­bil­dik­le­ri­ni gös­ter­mek­te­dir. Gazze eği­tim ba­kan­lı­ğın­da görev alan fakat is­mi­ni be­lirt­mek is­te­me­yen bir uzman ise bu du­ru­mu şu söz­le­riy­le özet­le­mek­te­dir; “Fi­lis­tin halkı için eği­tim hiç­bir Arap ül­ke­si yahut Av­ru­pa ül­ke­si için ol­ma­dı­ğı kadar önem­li ve esas­tır. Eği­tim, ge­liş­me­nin, inşa et­me­nin, kay­be­dil­miş hak­la­rın ka­za­nıl­ma­sı­nın, kut­sal­la­rın öz­gür­leş­ti­ril­me­si­nin te­me­li­dir. Çünkü bizim düş­man­la sa­va­şı­mız tek­no­lo­ji, ilim, akıl sa­va­şı­dır. Biz ancak eği­tim ça­lış­ma­la­rı­mız­la Fi­lis­tin hal­kı­nı ihya ede­bi­li­riz.”

7 Ekim’den önce, Gazze’de 3 çeşit okul bu­lun­mak­tay­dı. Bun­lar dev­let okul­la­rı, özel okul­lar ve UNRWA yani Bir­leş­miş Mil­let­ler’e bağlı olan okul­lar­dı. Sa­de­ce UNRWA’ya bağlı olan 300 kadar okul bu­lun­mak­tay­dı fakat dev­let ve özel okul­lar dahil edil­di­ği zaman Gazze’de bu­lu­nan okul sa­yı­sı 1000’i aş­mak­tay­dı. Yük­se­köğ­re­tim ens­ti­tü­le­ri­nin sa­yı­sı ise 49’a ulaş­mak­tay­dı. 7 Ekim’den sonra İsrail’in özel­lik­le okul ve yük­se­köğ­re­tim ens­ti­tü­le­ri­ni hedef al­ma­sıy­la yüz­ler­ce okul yerle bir edil­di. Elde edi­len ra­por­la­ra göre bu ya­pı­la­rın %80'inden faz­la­sı ise ye­ni­den kul­la­nı­la­maz du­rum­da. Olay­la­rın baş­lan­gı­cın­dan iti­ba­ren üni­ver­si­te­ler ilk hedef alı­nan ya­pı­lar ara­sın­day­dı. Yal­nız­ca ya­pı­lar değil Rıfat el-Arir gibi aka­de­mis­yen ve eği­tim­ci­ler hedef alı­na­rak eği­ti­me ona­rı­la­maz ha­sar­lar ve­ril­di. Özel­lik­le UNRWA’ya bağlı okul­lar, gü­ven­li bölge ola­rak ad­lan­dı­rı­lıp bin­ler­ce in­sa­nın sı­ğın­dı­ğı böl­ge­ler ha­li­ne gel­dik­le­ri halde Bir­leş­miş Mil­let­le­rin sözde ko­ru­ma­sı al­tın­da olan bin­ler­ce insan göz göre göre de­fa­lar­ca bom­ba­lan­dı.

Gazze’de bugün 600 bin ilk-or­ta­öğ­re­tim yaş­la­rın­da öğ­ren­ci, 88 bin kadar da üni­ver­si­te yaş gru­bun­da öğ­ren­ci bu­lun­mak­ta­dır. Tüm yı­kı­mın içe­ri­sin­de bu eği­tim ih­ti­ya­cı­nı gi­de­re­bil­mek adına kimi uzman ve eği­tim­ci­ler yeni gi­ri­şim­ler­de bu­lu­nu­yor­lar. Bu gi­ri­şim­ler şu şe­kil­de sı­nıf­lan­dı­rı­la­bi­lir, 1-Ku­ran-ı kerim hal­ka­la­rı 2- ça­dır­lar­da ger­çek­leş­ti­ril­me­ye ça­lı­şı­lan kıs­men dü­zen­li eği­tim ça­lış­ma­la­rı.

Eği­tim ça­dır­la­rı, aile­le­rin ço­cuk­la­rı­nın eği­ti­mi ko­nu­sun­da ıs­rar­la­rın­dan sonra yay­gın­laş­tı. Amaç, biraz olsun ço­cuk­la­rın gün­de­mi­ni de­ğiş­ti­re­bil­mek, bilgi ha­fı­za­la­rı­nı diri tu­ta­bil­mek, sınıf or­ta­mı oluş­tu­rup ço­cuk­la­rın sos­yal ge­li­şim­le­ri­ni sağ­la­ya­bil­me­le­ri­ne alan oluş­tur­mak temel he­def­ler­den­di. Bu gi­ri­şim­ler­de bu­lu­nan­lar­dan biri olup ile­ti­şi­me ge­çi­len eği­tim­ci Mu­ham­med el Hu­da­ri, im­kan­la­rın zor­lu­ğu­na rağ­men yeni eği­tim öğ­re­tim tek­nik­le­ri ge­liş­tir­me­nin öne­mi­ni vur­gu­la­dı. Ken­di­si ça­dır­lar­da ço­cuk­lar için bir­çok fa­ali­yet­te bu­lun­mak için ça­ba­la­mak­ta­dır. Bu amaç­la ti­yat­ro can­lan­dır­ma­sı, resim ve bo­ya­ma veya öy­kü­ler yo­luy­la eği­ti­min ço­cuk­la­rın geç­miş­te öğ­ren­dik­le­ri­ni ha­tır­da tut­ma­la­rı­nı, yeni şey­le­ri de ko­lay­lık­la öğ­ren­me­le­ri ko­nu­sun­da fayda sağ­la­dı­ğın­dan bah­set­ti.

Fakat şu an Gazze’de ya­şa­yan bir grup­la ya­pı­lan anket ça­lış­ma­sı, eği­tim ça­dır­la­rı­na ki­şi­le­rin ya­rı­sın­dan daha faz­la­sı ula­şa­mı­yor ol­du­ğu­na ve bu ça­dır­la­rın sa­nı­lan­dan çok daha az yay­gın ol­du­ğu­nu gös­ter­di. Eği­tim ça­dır­la­rı­nın ye­ter­siz ol­ma­sı, eği­tim ih­ti­yaç­la­rı­nı gi­de­re­mi­yor ol­ma­sı, Gaz­ze­li­ler için en­di­şe ve­ri­ci bir durum ha­li­ne gel­miş du­rum­da.

Gazze eği­tim ba­kan­lı­ğın­da görev alan uzman, Gazze’deki ço­cuk­lar için eği­tim du­ru­mu­nu şu şe­kil­de özet­le­di; “Bu nesil tam bir eği­tim yılı kay­bet­miş ve bir eği­tim yılı daha kay­bet­me ih­ti­ma­li çok büyük olan bir ne­sil­dir. Bu nesil eği­tim­de değil, ya­şa­mak için bir lokma yemek ara­mak­ta, su ara­mak­ta ve bom­bar­dı­man ses­le­ri­ni din­le­mek­te uzman oldu. Tam bir eği­tim yılı bo­yun­ca hiç­bir yeni bilgi edi­ne­me­di­ler ve var olan bil­gi­le­ri de ol­duk­ça ge­ri­le­di.”

Elde edi­len anket ça­lış­ma­sı­na göre, sa­nı­la­nın ak­si­ne bu eği­tim ça­dır­la­rı ve toplu ders hal­ka­la­rı Gazze hal­kı­nı ço­ğun­luk­la po­zi­tif yönde et­ki­le­mi­yor. An­ket­te so­ru­lan “Eği­tim ça­dır­la­rı, ders hal­ka­la­rı gibi eği­tim için ya­pı­lan gi­ri­şim­ler size fayda sağ­la­dı­ğı­nı ve duygu du­ru­mu­nu­za iyi gel­di­ği­ni dü­şü­nü­yor mu­su­nuz?” so­ru­su­na, büyük oran­da “hayır” ya­nı­tı geldi. Ak­si­ne, bu tür toplu eği­tim ça­dır­la­rı­nın İsrail ta­ra­fın­dan özel­lik­le hedef alı­nı­yor ol­ma­sın­dan ötürü ço­ğun­luk­la ki­şi­ler et­raf­la­rın­da bu ça­dır­la­rın ol­ma­sı­nı is­te­me­dik­le­ri­ni, kork­tuk­la­rı­nı ifade etti. Ara­la­rın­dan bir anne ise du­ru­mu şu söz­le­riy­le ifade etti; “Et­ra­fı­mız­da hiç­bir eği­tim ça­lış­ma­sı, eği­tim hal­ka­sı bu­lun­mu­yor. Olsa bile teh­li­ke se­be­biy­le ço­cuk­la­rı­mı bu hal­ka­la­ra gön­de­re­bi­le­ce­ği­mi san­mı­yo­rum. İsrail ha­ya­tı­mı­zın her ala­nı­nı hedef al­dı­ğı gibi eği­ti­mi de hedef alı­yor. Ço­cuk­la­rı­mı böyle bir teh­li­ke içe­ri­si­ne at­ma­ya hazır de­ği­lim.” Bunun ya­nın­da, bi­rey­sel ola­rak ço­cuk­la­rı­nın Kur’an eği­ti­miy­le il­gi­len­di­ği­ni, bu ko­nu­da kendi ba­şı­na adım­lar at­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nı da ifade etti.

Anket ça­lış­ma­sın­da “eği­tim ke­sin­ti­si son­ra­sı ne gibi duygu de­ği­şim­le­ri­niz oldu, nasıl et­ki­len­di­niz?” so­ru­su­na ve­ri­len ce­vap­la­rın ço­ğun­da büyük bir en­di­şe, korku, ümit­siz­lik, bo­ğul­muş­luk hissi gibi ortak duy­gu­lar bu­lu­nur­ken, dün­ya­nın geri ka­la­nı­nı hakir gör­me­ye, gü­ven­siz his­set­me­ye baş­la­dım, öfke prob­lem­le­ri ya­şa­ma­ya baş­la­dım, ge­le­ce­ği­mi kay­bet­miş gibi his­se­di­yo­rum, okula ve eği­ti­me karşı büyük bir özlem du­yu­yo­rum gibi ce­vap­lar da bu­lun­mak­ta.

Gazze’den bir an­ne­nin söz­le­ri ise du­ru­mun en acı kıs­mı­nı göz­ler önüne ser­mek­te; “Ço­cuk­la­rım çok büyük bir zulme maruz ka­lı­yor­lar, en temel hak­la­ra bile sahip ola­ma­dı­lar bun­lar­dan biri de eği­tim. Ço­cuk­la­rım okulu öz­le­miş du­rum­da­lar. Bana okul­la­ra ne zaman dö­ne­cek­le­ri­ni so­ru­yor­lar ve ‘Ar­ka­daş­la­rı­mız­la bu­lu­şa­bi­lecek miyiz yoksa hepsi şehit mi ol­du­lar?’ diye so­ru­yor­lar.”

Tüm bun­la­ra rağ­men, Gazze eği­tim ba­kan­lı­ğın­da görev alan uzman, her daim de­ne­me­ye ve inşa et­me­ye devam et­me­ye ça­lı­şa­cak­la­rı­nı şu söz­le­riy­le ifade etti;

Filistin halkı ve Filistinli eğitimciler, diğer ülkelerin boyunduruğu altından çıkmak, muhtaç olmayı bırakmak istiyorlar. Her bir yıkım gayemizi gerçekleştirme yolundaki ısrarımızı arttırıyor. Evet, yaramız derin çünkü bu soykırım diğerlerine benzemiyor. Lakin Filistinli çocuk, Filistinli anne, Filistinli kadın, Filistinli eğitimci, Filistin’de herkes Allah’ın yardımıyla bu beladan kurtulacağını biliyor. Biz, kayalar yaracak, çöller yeşerteceğiz ve bu neslin zihinlerini yeniden inşa edeceğiz. Böylece Allah’ın izni ve yardımıyla bu nesil eğitimli kuvvetli bir nesil haline gelecek.

 

Maria Akraa