23 Kasım 2024 Cumartesi
Sinema

Zengin Mutfağı

Günlerimizin büyük çoğunluğunun evlerimize tıkılı olarak geçirdiğimiz bu karantina günlerinde kültür sanat etkinliklerine gidip katılmak mümkün olmuyor.Çevrimiçi olarak sosyal medya üzerinden yapılan etkinlikler ise tat vermiyor.Pek çoğu bir tık ötede internet üzerinden olan etkinlikler ise daha sonra izleye kaydettikten sonra unutuluyor.Bir yere sırf bir etkinlik için gitmenin keyfi bir başka oluyor ancak yeni normal böyle.

Tiyatroya gitmek mümkün değil ancak size güzel bir alternatif olarak sunabileceğim film önerim olacak.Bu izlerken kendimi tiyatro salonunda oturur gibi hissettim diyebilirim.Bahsettiğim film Zengin Mutfağı.1988 yapımı olan film yine aynı isimli tiyatro oyunundan uyarlanmış, başrol oyuncusu Şener Şen,yönetmen Yaşar Sabuncu.Tiyatro oyunu olarak geçtiğimiz yıl da yine Şener Şen’in de olduğu kadro tarafından oynanıyordu.Oyuna gitmek nasip olmadı kısmet filmeymiş.

Film tek bir sahnede,konağın altındaki mutfakta geçiyor.Bu kadar sınırlı bir yerde geçmesine rağmen kesinlikle sıkmıyor.Olaylar zengin iş adamı Kerim Bey’in mutfağında işadamının emri altında çalışanlar arasında geçiyor.Başrolünü Şener Şen’in oynadığı Lütfü Usta mutfağın aşçısıdır.Bunun dışında şoför,Lütfü Usta’nın yanında yardımcı olan kız ,kızın nişanlısı Selim ve şoförün sendikada çalışan ağabeyi filmde yer almakta.Filmde 70’li yıllar işçi ayaklanmaları ve işçilerin hak arama serüveninin geçtiği yıllarda bir zengin mutfağına yolu düşenleri ve olayların onların hayatına etkilerini yansıtmakta.Kapitalist patronların aslında sistem tarafından korunduğunu,işçi ayaklanması sonucu kaçan patronların daha sonra geri gelip bu sefer ayaklananları kovduğu hatta yeni ayaklanmayı hazırlayacaklardan da fonladığı gençlerin milli duygularını harekete geçirerek intikam aldığını görmekteyiz. Bu gençlerden biri de çalışan kızın nişanlısı Selim kendi halinde,çekingen bir üniversite öğrencisinden milliyetçi bir tipe dönüşüyor. Dönemi yansıtmak açısından tek taraflı bakış açısı ile oluşturulmuş bu tipleme abartılmış hareketleri ile dikkat çekiyor ancak bir tiyatro olarak izlendiğinde normal gelebilir..İlginç bir durum da Kerim Bey filmde hiç gösterilmemesi.

Film ilk zamanlarda Kerim Bey’e büyük bir bağlılığı olan Lütfü Usta’nın daha sonra yaşananlar sonunda bir yol ayrımına gelmesini konu alınıyor.İşçi sınıfına dahil olan bu kişiler hak arayan ve keyfi yerinde olanlar olarak ikiye ayırabiliriz.Ancak daha sonra yaşanan değişimler ile birlikte artık bu emir altında çalışanlar aynı yere doğru sürüklemekte çünkü yaşananlar herkesi bir kenarından olumsuz etkilemekte ve daha da fazla etkilemeye devam edecek gibidir.Bir kısım gençleri yanına çeken iş adamı onları ‘’komünist işçilere’’ karşı tetikçi olarak kullanmaya başlamış ve yine aslında farklı bir sınıfa ait olmayan bu gençler 70’li yıllardaki ayrıştırılan halkın temsil edilmesi açısından örnek.

Filmi seyretmeyenler için uzun uzadıya çözümleme yapıp seyir zevkinden mahrum bırakmak istemem.İçindeki göndermeleri ve sorgulamaları farkettikçe daha keyifli hale gelen bir film.Türk sinema tarihi açısından güzel bir tecrübe olan bu filmi izlenecekler listesine ekleyebilirsiniz.Süre olarak da kısa sayılabilecek bir film.1 saat 20 dakika.İyi seyirler.

Burak İdi