23 Kasım 2024 Cumartesi
Gezi

Kudüs Yolculuğum

Hepimizin yolu ve yolculuğu özeldir elbette…

Kudüs yolculuğum öyle özeldi ki, beni şefkatle kucaklayan bu şehri kendime bile anlatamazken sizlere ne kadarını yansıtabileceğimi bilemiyorum. Kelimeler Kudüs’ü anlatırken daha munis, daha şiirsel olmalıymış gibi…

Mescid-i Aksa, ilk kıblemiz, Mekke ve Medine’den sonra üçüncü haremimiz. Birçok mescidi ve yapıları içerisine alan 144 bin dönümlük bir külliye. Sürekli gördüğümüz ve Mescid-i Aksa’nın sembolü haline gelen sarı kubbeli mescidin adı Kubbetü’s-Sahra… Öyle ihtişamlıydı ki her karşılaştığımda yeniden diriliyordu içimde çoraklaşan ne varsa. Günün hangi saati gitsem, hangi açıdan fotoğrafını çeksem hep güzeldi. Mimari değer ölçülerinin yanında ilahi bir güzellik. Sabah namazından sonra avlusunda oturup Güneşi kubbesinde doğurana kadar onu izlemek öyle güzeldi ki, tarifsiz…

Dava şuuruyla yaptığımız 5 günlük yolculuğumuzun her anı çok özel ve bereketliydi elhamdülillah. Bir yıllık Aksa Eğitim Programına katıldıktan sonra niyetlendik böyle bir yolculuğa… Kısa süreli de olsa ribatta olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Şahit olduğumuz güzellikler ve yaşadığımız huşu her vakit tesiri altına alıyordu bizi.

Kudüs’ün taş sokaklarının her ayrıntısı etkileyiciydi. Halkı sıcak, samimi ve hürmetkardı. Girdiğimiz çoğu dükkanda farklı hikayelerle doldurduk heybemizi. Mescid-i Aksa’ya 15 metre mesafede ‘Khan Abu Khadija’ adlı kafeteryası bulunan Emad İshak amca Türkiye’den gelenlere ayrı bir muhabbet duyuyor. Kudüs’ten ayrılırken tekrar ziyarete geleceğimizi söyleyince “siz burada misafir değil, ev sahibisiniz” dedi. Filistin’in çoğu yerinde böyle karşılandık.

Zeytin Dağı, Kudüs’teki en önemli dağ. Zeytin Dağı’nın tepesinden baktığınızda surlarla çevrili Mescid-i Aksa’nın bütününü görebiliyorsunuz. Allah’ın ‘etrafını mübarek kıldığımız’ dediği ayeti hissediyorsunuz. Dağ ve zeytin ağaçları Kudüs’ü terk etmeyen Müslümanlar gibi sessiz ve onurlu…

Sıradaki durağımız el-Halil kentiydi. Kentin bakımsız ve virane durumu bir hayli etkiledi bizi. İçimizde oluşan hüzünle el-Halil Camisi’ne ulaştık. Camiye girebilmek için israil askerlerinin kurduğu turnikelerden, alarmlı kapılardan geçtik. israil askerleri çoğu yerde ‘kontrol noktaları’ kurmuş ve yetkisizce kimlik sorgusu ya da çanta araması yapıyorlar. Hem de Filistin’e ait olan mekanların giriş noktalarında. Filistinlilerin dahi kendi mabetlerine girerken bu tarz muamelelere maruz kaldığını görünce öfkeyi ve nefreti tüm benliğinizde hissediyorsunuz... Ayrıca bir arama esnasında israil askerinin, Aksa’nın çocukları için getirdiğimiz balonları çantamda görünce çıkarıp masaya fırlattığını da söylemeden geçemeyeceğim!

Sonunda Hz. İbrahim’in inşa ettiği, kendisinin ve eşi Hz.Sare’nin kabri şerifleri yanı sıra Hz.İshak, Hz.Yakup ve Hz.Yusuf peygamberlerin bulunduğu mabede girebildik. ‘Harem-i İbrahim’ olarak anılıyordu burası. Kandilleri yanıyordu haremin… Rehberimiz bir ara sözü bu camide sabah namazını kılan yüzlerce insanın üzerine ateş açan Yahudi katliamcıya getirdi. Amerikan asıllı bir doktor olan saldırganın akli dengesi olmadığı ileri sürülerek kısa bir süre sonra serbest bırakıldığını hatırlattı.

Kadim şehir Kudüs’te kiliselerin sayısı da oldukça fazlaydı. Hristiyan inancına göre Hz.İsa’nın kabrinin bulunduğu kilise olan Kıyame Kilisesi’ne çevirelim rotamızı. Hristiyanlara göre Hz.İsa Zeytin Dağı’nda yakalanmış ve buraya kadar sürülmüş. Burada çarmığa gerildikten sonra yıkama ve defin işlemleri yapılmış. Oldukça kalabalıktı.

Yine bir akşam vakti Kudüs sokaklarını keşfe çıktık. Eski ve dar sokakların birinde çay ocağında muhabbete dalmışken Filistinli bir abimiz Ud eşliğinde bize Ortadoğu’nun acılarına şarkılarıyla tanıklık eden sanatçı Feyruz’dan şarkılar söyledi. O söyledi, ben zihnimde beliren sayısız duygularda kayboldum.

Bu yolculuktan eskisi gibi dönmediğimin farkındalığıyla Kudüs bitmeyen duam olacak. Kudüs ve Filistin bize ümmet olmayı, sağlam bir imanı, kesin bir inancı öğretiyor. Umudun ve zaferin diyarı olan ve gökyüzüne çok yakın olduğunuzu hissettiğiniz bu coğrafyanın özgürlüğünü görme duasıyla…