İlk evlilik yaşı da ülkemizdeki evlilik istatistikleri arasında en sorunlu bulunan, sürekli artış gösteren veriler arasında. 2023 yılında ilk evlilik yaşı kadınlarda 25,7, erkeklerde 28,3 olarak belirlendi. Boşanma oranlarını biraz daha detaylı incelediğimizde 2023 yılında sonlanan 171 bin 881 evliliğin %33,4’ünün ilk 5 yılda, %21,7’sinin ilk 6-10 yılda biten evlilikler olduğunu görüyoruz. Boşanmalardan etkilenen, velayete verilen çocukların oranı da boşanma oranı ile paralel olarak her yıl artış gösteriyor. Geçtiğimiz yıl 171 bin 881 aile birlikteliğinin sonlanmasının ardından 171 bin 213 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin %74,9’u anneye, %25,1’i babaya verildi. Bu noktada ilave etmemiz gereken ilk doğum yaşı sürekli artış, kaba doğum hızı ise sürekli azalış gösteriyor. 2023 yılında kaba doğum hızı binde 11,2 olarak gerçekleşti. İlk doğum yaşı ortalamasının da en düşük olduğu iller 24,2 ile Muş ve Ağrı; en yüksek olduğu iller 29 ile Artvin ve Tunceli oldu.
Ülkemizin evlilik, boşanma ve ilk doğum yaşı oranlarını göz önüne aldığımızda aile ve hâne halkına ilişkin istatistikler de sürpriz olmuyor. Son on yıldır sürekli artış eğiliminde olan tek kişilik hâne halkı oranı 2023 yılında %20 dolaylarında belirlendi. Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan çekirdek aile oranı da son on yıldır sürekli artış gösteren trendler arasında ve geçtiğimiz yıl bu oran %10 olarak belirlendi. Eşler ve çocuklardan oluşan çekirdek aile oranı ise son on yıldır sürekli azalış trendinde ve 2023 yılında %40 civarında belirlendi.
TÜİK 2012 yılından bu yana aile istatistikleri konusunda her yıl özel bir bülten yayınlıyor. Dolayısıyla ülkemizdeki evlilik ve aileye ilişkin istatistiklerin artış ya da azalış trendlerini ekseriyetle son on yılı baz alarak değerlendiriyoruz. TÜİK’in özel bülten yayınlıyor olmasının da bir sebebi var elbette. Birleşmiş Milletler, 1994’te 15 Mayıs’ı Uluslararası Aile Günü olarak ilan etti. 94’ten bu yana ailenin korunması ve güçlendirilmesi amacıyla her yıl farklı bir tema belirleyip ilgili tema etrafında çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu yılın teması ise Aileler ve İklim Değişikliği; Uluslararası Aile Yılı +30 olarak belirlendi.
Küresel bağlamda evlilik ve aile istatistiklerine baktığımızda çeşitli uluslararası kuruluşların yayınladığı raporları görüyoruz. Bölgesel kayıt farklılıkları ve kayıt dışı verilerin oldukça fazla olması hasebiyle söz konusu raporların ulusal verilere kıyasla daha yüksek sapma gösterse dâhi küresel konjonktürde en sağlıklı yorumlara bu raporlar vesilesi ile ulaşıyoruz. Rakamlar dünyada boşanma oranlarının %252 arttığını söylüyor. En sık karşılaşılan boşanma nedenleri arasında, bağlılık eksikliği, aldatma, çok geç evlenme, mâli zorluklar, madde bağımlılığı ve aile içi şiddet sayılıyor. Bölgesel açıdan bakıldığında ABD ve Avrupa’da kaba boşanma hızı binde 2,5 iken Asya ve Latin Amerika’da binde 1,6 olarak nispeten daha düşük seyrediyor. Ülkeleri incelediğimizde en düşük küresel boşanma hızına sahip ülkenin binde 0,01 ile Hindistan olduğunu; onu binde 0,2 ile Vietnam, Sri Lanka ve Peru’nun takip ettiğini görüyoruz. En yüksek küresel boşanma hızına sahip ülke ise binde 5,5 oranıyla Maldivler’in dünya ortalamasının çok üzerinde olduğunu saptıyoruz. Boşanma oranlarının bölgesel ölçekte farklılık göstermesinin çeşitli toplumsal ve ekonomik nedenleri var. Kadın istihdam oranının yüksek ve boşanma sonrası toplumsal zorbalığa maruz kalma riskinin düşük olduğu ülkelerde boşanma oranlarının daha yüksek seyrettiğini söylememiz mümkün. Buna ek boşanma masraflarının yüksek/düşük olması da ülkelerdeki boşanma oranlarını etkileyen temel faktörler arasında.
Küresel ve ulusal verilere baktığımızda, hem dünyada hem ülkemizde evlilik oranlarının, aile birlikteliği içerisinde doğan ve büyüyen çocuk sayısının giderek azaldığını; boşanma oranlarının, ilk evlilik ve ilk doğum yaşının, tek kişilik hânelerin ve tek ebeveynin olduğu hânelerin katlanarak arttığını görüyoruz.
Bahsi geçen rakamlar evlilik kurumunun istikbali için menfi bir tablo çiziyor olabilir. İnsanların özellikle gençlerin evliliğe mesafeli olmasının sosyal ve ekonomik nedenleri, bunun için geliştirilecek çözüm önerileri uzun uzun tartışılır. Evvela evlilik birlikteliği bizim için neden kıymetlidir hatırlayalım: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Rûm/21
Kaynakça
Türkiye İstatistik Kurumu
Rabia Ak Kılıç