Boşa gitmek, temelsiz ve devamsız olmak anlamalarına gelen batıl kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de; boşa çıkan amel, çirkin, faydasız ve gayesiz iş, gerçek bilgiye dayanmayan delil gibi anlamlarda çokça zikredilmiş. İslami kaynaklarda ise şeriatın yasakladığı, gerçekliği bulunmayan, yalan ve yanlış olmasa bile planlanan hedefe ulaştırmayan her türlü faydasız iş, söz ve davranış şeklinde tarif edilmiş. İnsanlığın var olduğu günden beri de doğruluğu sorgulanmayan, gerçekliği bulunmayan birçok inanış, yaşanan topluma ve kültüre göre şekillenerek nesilden nesile ulaşmış. Öyle ki bu inanışlar insanların hatta toplumların yaşamlarını, alacakları kararları bile etkiler hâle gelmiş. Kara kedinin, bazı rakamların, gece aynaya bakmanın veya tırnak kesmenin uğursuzluğu ya da nişan kurdelesi yutmanın, sağ avuç içinin kaşınmasının, üzerine kuş pislemesinin uğur ve şans getirmesi… Bizim kültürümüze yerleşmiş yüzlerce batıl inançtan sadece birkaçı.
Yüzyıllar öncesinde de var olan bu inanışlar, dünyanın gelişmesi ve modern çağa girişle beraber elbette bir değişim ve dönüşüm yaşadı. Bu değişim ile batıl inanç literatürüne yeni bir kavram eklendi; Manifesto. 21 yüzyılın en popüler kavramlarından olan manifesto ile evrene pozitif mesajlar gönderip gerekli sayı kodlarını tekrarlamakla ve “aldım kabul ettim”lerle hayali kurulan şeye ulaşmak artık çok kolay! Pek, nedir bu manifesto? Genç Öncüler Dergisi 202. Sayısında "Spiritüel Çırpınış: Batıl İnançlar" diyerek batıl inançları ve 21. yüzyılın modern çırpınışı olan manifesto kavramını inceledi.
Bu sayımızda yazarlarımızdan Necdet Meşe, “Kutsal ve Batıl İnanç” başlıklı yazısında dinimizde batıl inançların yerini ve günümüzde modern hurafelerin yaygın olma sebeplerini ele aldı. Hacernur Yeşilaltun, “Gerçeklikten Sapmış Hayal Gücü: Manifesto” başlıklı yazısında, özellikle gençlerin sıkça kullandığı manifesto kavramından, amaçlarından ve sayı sekanslarından bahsetti. Yüksel İpek Karayılan, “Zamanın Ben’cil İnanç İzleri” başlıklı yazısında batıl inançlara inanmanın arka yüzünü ve insanların neden geleceği bilmek istediklerini inceledi. Maria Akraa, “Batıl İnanışların Ardındaki Psikoloji” başlıklı yazısında modern çağın dayattığı algıları, psikoloji biliminin batıl inançları açıklamak için kullandığı kuramları ve bu inançların kök salmasının sebeplerini aktarırken Zehra Mahitapoğlu Köksal, “Manifest mi Dua mı?” başlıklı yazısında “kimden neyi istiyoruz?” sorusuna cevap verdi. Betül Ünlü, “New Age Piyasası” başlıklı yazısında yeni nesil inanç formlarını ve insanların belli başlı maskeler altında sömürülmesini analiz etti. Bu sayımızda da sözü yine gençlere verdik ve “Neden batıl İnançlara İnanılır?” sorusunu sorarak mikrofonu gençlere yönelttik.
Dosya dışında ise bu kez Selim Cemil Bizden Haberler sayfasını kaleme aldı. Etkinlik sayfasında Zeynep Sude Yaşaroğlu ve Enes Esad Kuran, bahar döneminde lise ve üniversiteli gençlere yönelik programlarla ilgili bilgi verdi. Remad, “Ey Gönül Bakma Cihane” başlıklı yazısı ile okuyucuyla buluşurken R. Merve Taşdelen de “Âhû” başlıklı yazısı ile bizlerle, Serhad Karahan ise “Aydan Düşen Lalezar” başlıklı şiiri 202. sayımızda yerini aldı. Bu sayımıza katkıda bulunan tüm yazarlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve beğenisine sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah’ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allahuâlem olmak üzere.