Çağımızın aykırı sesi, zor zamanda konuşanı, cesur kalemi, ezber bozanı, mütevazı âlimi, mütefekkir… Golan Tepelerinin eteklerinde, küçük bir köyde dünyaya geldi. Savaşın, şiddetin ve kaosun eksik olmadığı bu topraklarda büyüdü. Büyüdü ve hepimize sakin olun çağrısında bulundu. Şiddet erdemi öldürür dedi. Âdem’in güzel oğlu Habil’e bakın dedi. Yasalara/Sünnetullaha dikkat çekti. Bir çıkış yolu önerdi. Değişime dikkat çekti, din dedi hukuk dedi, diriliş dedi düşüncede yenilenme dedi… Genç Öncüler Dergisi 197. sayısında “Âdem’in oğlu Hâbil gibi ol!” diyen Cevdet Said’in hayatına ve düşünce dünyasına odaklanıyor.
Said'in seslenişi sadece kendi coğrafyasına değil, tüm dünyayaydı. Cesur eleştirileri ve yenilikçi fikirleri ile çağının düşünürü olmayı başarmış insanlığın temel meselelerine farklı bir bakış açısı sunmuştu. Zor zamanlarda söylenmeyeni söylemesi, duruşunun netliği, mücadelesinin devamlılığı daha gençlik döneminde defalarca tutuklanıp hapis yatmasına sebep olmuştu.
Hapis yılları ve geçirdiği zorlu günler, onu davasından alıkoymamış içinde bulunduğu her koşulda İslam dünyasının sorunlarına çözüm getirmek için çalışmıştı. “Âdem’in oğlu Habil gibi ol.” ifadesi, Cevdet Said’in temel felsefesini oluştururken aynı zamanda onu insanlık için daha iyi bir gelecek hayal etme konusunda etkili bir ses haline getirmişti.
Said, dünyadaki barış ortamının ancak Allah’ın emirlerine uyarak sağlanabileceğini ömrünün sonuna kadar savunmaya devam etmiş ve yazdığı kitaplarda, makalelerde, katıldığı konferanslarda Müslümanlara derinlikli bir anlayış sunmuştu.
Genç Öncüler Gençlik Dergisi olarak mütefekkir Cevdet Said’in seslenişini, davasına adanmış ömrünü ve fikir dünyasını okuyucularımıza sunmak için “'Âdem’in Oğlu Habil Gibi Ol! diyen." başlığıyla Cevdet Said Portre Sayımızı hazırladık. Bu çalışma ile Said’in derin felsefesine, insanlık için vurguladığı evrensel değerlere ve İslam dünyasının sorunlarına getirdiği cevaplara dair bir bakış açısı sunmayı amaçlıyoruz.
Bu porte sayımızda farklı yazarların kendi perspektiflerinden Cevdet Said'in düşünce dünyasını ele alan yazıları bulunuyor. Necdet Meşe'nin "Mütefekkir Cevdet Said'i Anlamak" başlıklı yazısı, onun düşünce dünyasını açığa çıkarmayı hedefliyor. Numan Karabudak, Müslüman toplumlarda sosyal değişim problemine Cevdet Said’in yaklaşımını ele alırken Tuğba Şahin’in Mehdi Nüzhet Çetinbaş ve Fethi Güngör ile Numan Karabudak’ın Şemsettin Özdemir ile gerçekleştirdiği röportajlar, Said'in hayatını, temel fikirlerini ve düşüncesini hangi temeller üzerine inşa ettiğini daha yakından tanımak için önemli bir kaynak sunuyor. Zeynep Sude Yaşaroğlu ise kaleme aldığı yazısı ile ölü fikirler ve öldürücü fikirleri analiz ediyor.
Dergimizde Said’in dört kitabının da tahlili bulunuyor. Furkan Said Korkmaz, Said’in "İslam’dan Neden Korkuyorlar?" kitabının incelemesini yaparken Bilal Çavdar, "İslam Dünyasının Krizleri" kitabını ele aldı. Ahmed Dheyab, "Güç İrade Eylem" adlı kitabına değinirken Melek Öztürk Köroğlu “Şiddet Erdemi Öldürür” kitabını inceledi. Hazırlamış olduğumuz Cevdet Said Kitaplığı ile de Said'in eserlerine dair genel bir bakış sunmayı amaçlıyoruz.
Etkinlik sayfamızda da kültürel etkinliklerimizi okurlarımızla buluşturuyoruz. Zeynep Pınar Can, "Başka Bi’ Festival; 8. Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali" hakkında, Betül Mahitapoğlu ise devam eden Aksa Akademi’si hakkında okuyucuları bilgilendiriyor. Bu sayımızda yazılarıyla yer alan tüm yazarlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ayrıca Cevdet Said’in fotoğraf arşivini bizimle paylaşan Kafkas Vakfı, Mehdi Nüzhet Çetinbaş ve Fethi Güngör’e katkılarından dolayı, Ömer Faruk Balcı’ya da röportajların çözümlenmesindeki desteğinden ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.
Şimdi sırada bizden bir haber var. Yaklaşık 4 yıldır dergimizin genel yayın yönetmenliğini yapan Tuğba Şahin ablamız, görevini Derya Günhan’a devretti. Kendisine tüm emekleri, özverili çalışması ve dergimize katkılarından dolayı minnettarız.
Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve beğenesine sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah’ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allah’u âlem olmak üzere.