160. Sayı / Günlerden Bugün

İşlerimizi yetiştirememekten, vakitsizlikten yakındığımız bu çağda vaktimizi en çok işlerimizi ertelemek için bahane ararken harcıyoruz. Bir işe başlamak, onu sürdürmek için hiç zamanımız yok diyor fakat günün sonunda zaman ayırdıklarımızdan doğan bir üretime de sahip olamıyoruz. Üstelik ertelediklerimiz sadece günlük işlerimiz değil; bazen mutluluklarımızı erteliyoruz, bazen hüznümüzü, bazen sevgimizi göstermeyi erteliyoruz ve belki de tüm bunlarla gençliğimizi, en güzel vakitlerimizi doyasıya yaşamayı erteliyoruz. Bugün yapamadıklarımızla sırtımıza aldığımız yüke yarınlarda ertelemenin faturası ekleniyor bir de. Kolayken zorlaştırıyoruz, zorken daha da zor yapıyoruz. 

Erteliyoruz, yarınımız olduğuna emin bir şekilde erteliyoruz hem de. Zamana hükmedebiliyormuşuz gibi ve imkanlarımız hep bizimle olacakmış gibi. Bir lokma ekmeği çöpe atmamak için çabaladığımız kadar zamanımızı israf etmemek için çabalamıyoruz. Kimsenin bir şeyini çalmayı aklımızdan bile geçirmezken kendimizden en değerli şeyimizi, zamanımızı çalarken hiç de endişelenmiyoruz. İşlerimizi, duygularımızı son günlere, son anlara hapsetmeye o kadar alıştık ki ömrümüz zaman rayına oturtamıyoruz bir türlü. 

Günümüz sorunlarını ele almaya ve kendi medeniyet zenginliğimizin verdiği güçle çözüm önerileri sunmaya çalışan Genç Öncüler Dergisi olarak bu ay “Günlerden Bugün” sayımızla okuyucularımıza sesleniyoruz. Rabbimizin bize verdiği en büyük nimetlerden olan içinde bulunduğumuz anın kıymetini fark etmek için çıkardığımız bu sayımızda okuyanlarımıza şu öneride bulunuyoruz: Madem ertelemeye çok alıştık, bari ertelemeyi erteleyelim ve bugünü yaşamamız gerektiği gibi yaşayalım.

Bu ayki dosya konumuzda yazarlarımızdan Senanur Yaşaroğlu, Gelmesini Beklerken Fark Edersin Geçtiğini Güzel Günlerin yazısını kaleme aldı. Uğur Kaya,” Helekel Musevvifun” Neden Erteliyoruz? dedi. Mert İbrahim Başeğmez, Gençlerde Girişimcilik Ve Özgüven Eksikliğine değindi. Fatma Sena Yabanigül Koyuluyorum Bir Yola yazısını kaleme aldı. Nagehan Elif Akyağ, Çocukluğumuzla Aramız Nasıl? dedi. Beyza Reyyan Baykan, Üşeniyorum Öyleyse Yarın yazısını kaleme aldı. Mücemmi, Ölmeden Yaşamak dedi. Kıymetli büyüğümüz Fatma Bayram Hocamız ile ertelediklerimiz üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Dosya dışı konularımızda Mahinur Özdemir, Heves Değil, Niyet Ettim yazısını kaleme aldı. Yüksel İpek Karayılan, Sanat Toplum İlişkisini yazdı. Numan Karabudak, Sürgün Yurdundan Mektuplar: Tek Bir İlahtır! dedi. Mehmet Ali Özdemir, Lügatçe sayfası ile sizlerle. Beyzanur Saadet Yaşaroğlu, Objektifinden Yansıyanları sizler için paylaştı. Son olarak Zeynep Temiz çizim sayfasıyla sizlerle.

Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve anlayışlarına sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah'ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allahualem olmak üzere.