187. Sayı / Arayış Çağrısı

İnsanoğlu yeryüzündeki uyanışına yaratılmış olduğunu fark ederek varır. Ama iş burada bitmez, bilakis burada başlar. Çünkü yaratılmış olmayı kavramak aynı zamanda kişinin noksanını bilmesi demektir. Bu da bir arayışı gerektirir.

Nedir noksan? Nasıl, neyle giderilir? Kaybolduğunu hissettiğimiz ister bir heybe olsun, isterse deve, arayış başlamıştır; büyük arayış. Hani bazen kendimizi sıkıntılar içinde kalmış gibi hissediyoruz ya, işte bu hâl deve kuşu gibi kafamızı kuma sapladığımız için oluyor. Bir ânın içine kendimizi hapsediyoruz ve geri kalan hiçbir güzelliği görmüyoruz. Nedir bu kaybolan nesnelerden alıp veremediğimiz diyecek olursanız, size varoluşun anlamının kaybolanı aramada saklı olduğu söylenebilir.

 Varoluşsal ihtiyaçlardan biri olarak görülen "hayata anlam verme" sadece kainatı ve kainattakilerin varlık nedenlerini anlamama değil, aynı zamanda bireyin kainat içindeki konumunu anlamasına yönelik bir arayış ve keşif sürecidir. Nitekim  İslam'da da felsefe yoktur, tefekkür vardır. Felsefe bilinmeyeni bilmeye çalışmak; tefekkür bilineni tanımaya çalışmaktır. Mümin yokluk içinde arayış halinde değildir. Bizi farklı kılan şey idrakimizle, şuurumuzla var olmaktır. İnsan var olduğunun farkında olan varlıktır. Bu farkındalıktan yoksunsa insanlığı da tehlikeye girer. Bunun için de düşünmek gerekiyor. İdrak, farkındalık, şuur, arayış, tefekkür barındırmayan bir varlık biçimi bizi var kılmaz ancak bir nesneye çevirir.

Bizler Genç Öncüler olarak bu ay “Arayışın Çağrısı” manşetiyle karşınızdayız. Yazarlarımızdan Cihat Yıldız, İnsanoğlunun En Büyük İçgüdüsü yazısını kaleme aldı. Kübra Zümrüt Orhan, Herkes Arar, Herkes Bulur: Mesele Neyi Aradığını Bilmektir dedi. Belkız MAhitapoğlu, Müslümanın Anlam Arayışı yazısını kaleme aldı. Begüm Kıtay, Ehlileştirilen Dostluk Üzerine yazısıyla sizlerle. Merve Kesenci, Modernleşme ile Türkiye’nin Gelenek Hasreti yazısını kaleme aldı. Oğuzhan Kabakçı, Huzuru Aramak dedi. Numan Karabudak, Allah’tan Başka İlah Aramak yahut İmkansızı Arayış yazısıyla sizlerle. Selim Cemil Hadefini Bul dedi. Genç Öncüler olarak Dr. Barihüda Tanrıkorur ile hidayet öyküsü üzerine röportaj gerçekleştirdik. Zeynep Benan, Companera Rosita kitabının tahlilini yaptı. Dosya dışı yazılarımızda Eslim Özel, Çıkmaz Sokak denemesini kaleme aldı. R.Merve Taşdelen, Döngü şiiriyle sizlerle. Etkinlik sayfasında Zeynep Sude Yaşaroğlu ve Betül Mahitapoğlu, Genç Öncülerin Lise ve Üniversite faaliyetlerini kaleme aldı. Son olarak Zehra Mahitapoğlu Bizden Haberler sayfasını sizler için hazırladı.

Ayrıca dergimizin basıma gittiği zaman diliminde tüm Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli 10 ili etkileyen iki büyük deprem haberini aldık. Depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve kalanlara da sabırlar diliyoruz.

Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve beğenisine sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah’ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allah ualem olmak üzere.