Tarihin Kırılma Noktası: Mavi Marmara
"Boşuna savaşmadın. Boşuna yaşamadın. Boşuna olmedin." der üstad Sezai Karakoç. Üç cümlelik bir destan koyar önümüze.
Mayıs'ın son günlerinde, yılların biriktirdikleriyle yola çıkıldı ve her şey geride bırakıldı. Yükler yardım malzemesi olsa da, rota kardeşlik ve insanlık çağrısıydı.
Hedefleri ve ufukları ülkelerinin ulusal sınırlarıyla sınırlı olanlar anlamadı tabi olanı biteni. Anlayamazlardı da. Çünkü birkaç yüz kişinin bir araya gelip, diplomasinin insafini beklemeden yola koyulması, günübirlik mantıklarla anlaşılamazdı. Ve dertsiz tasasız hiç kimse, sevdiklerini geride bırakıp, kardeşleri uğruna kurşunlara siper olanlara anlam veremezdi.
Ulus devletin Müslüman zihinlere kurduğu prangaları kırdı Mavi Marmara. Kardeşlik çağrısının evrenselliğini haykırdı. Sokaklan hatırlattı ve tekbirleri yankilattı. Şehadeti yaşattı. Onur ve izzetin var olduğunu kanıtladı.
Genç Öncüler'de bu ay, bu onurlu hareketi tarihe düşürüyoruz. Yazılarıyla Emir Timur Kafkas, Sefa Öztürk ve Halid Süveyda, farklı bakış açılarıyla konuyu ele alıyorlar. Mavi Marmara yolcularından genç kardeşimiz Ammar Yağa, Mavi Marmara günlerini anlatıyor.
Ayrıca Dünya Seyahatnamesi'nde Bosna'ya, Kampüs Notları'nda Erzurum Atatürk Üniversitesi'ne konuk oluyoruz. Hayali Röportajlar'da Said Halim Paşa buhranlarımızı anlatıyor. Tarih Defteri'nde, Ikinci Meşrutiyet yıllarından çok ilginç bir hikâyeyi okuyacaksınız. Lübnan dosyası da ilgiyle okuyacağınız yazılar arasında.
Tekrar görüşmek ümidiyle, selam ve dua ile...