Hayatı umursamak nedir? Bu soru, vurdumduymazlara sorulmuş bir sorudur aslında. Tembellik, sorumluluk üstlenmeme, ilgisizlik, atalet ve en kötüsü duyarsızlıklanın çoğaldığı bir zamanda bizce anlamlı bir soru, hayatı umursamak nedir?
Diyeceksiniz ki, derslerine de dürüst olmaya da çalışıyor bu top- lum, sorun bunun neresinde? Sorun hayatı parçalamamızda. İnsan- lar, dışanda olup bitenlere büyük oranda sağır kesilerek kendi dün- yalanına kapanıyorlarsa burada bir parçalanmışlık söz konusudur. Parçalanmışlıksa beraberinde bir duyarsızlığı getiriyor. İnsanların görevlerini yerine getirmeleri insan olarak üstlenmeleri gereken sorumluluğu iptal eder mi? Adaleti hukuka havale ederek vic- danınızı tatmin edebilir misiniz? Edemezsiniz. Bizim değinmek istediğimiz de burası.
Aslında, Hz. Peygamber'in yanındaki insanlara baktığımızda gördüğümüz şey hayatı umursamalan. Belki onlan bizim kahramanımız yapan da bu. Müslüman bir toplumda kaygısız insanların çoğalması, sahabe toplumunun yeterince bu anlamda anlaşılamamasından da kaynaklanıyor. Bu sayımızda sahabe toplumunun hayatta bazı sorumluluklan üstlenmelerinin sebeplerine ve bakış açılanındaki farklılıklara işaret edeceğiz.
Kapak konumuz dışında bu sayımızda yer alan, dergimizin de içinde yer aldığı Umran yayın grubunun da öncüsü Sayın Abdullah Yıldız'ın "Futbol Oyunu, Duanın Gücü ve Ümmet Bilinci Başlıklı" yazısı, Euro 2008 üzerine yazılmış en güzel yazılardan biri kanaatimizce. Bizi yüreğimizden tutup heyecan katsayımızı arttıran yazılanın sahibi Ferhat Topazik bu sayıda "Milli Park Olmak'tan çok sıkılanların duygularına tercüman oluyor. Burak Savaş ise dünyayı gezmeye ve bize de yazmaya devam ediyor, bu kez Çin'den değil Selanik'ten damlıyor mürekkebi.
Eylül sayımızda yenilenerek karşınızda olabilmek için, Genç Öncüler'in bu sayısı Ağustos ayını da içine alarak bir birleşik sayı hüviyetinde.
Hayatı umursayan öncüler, tüm okurlarımızın düşünce ve eserleriyle dergimize katkılarını beklediğimiz bir dahi hatırlatarak...