151. Sayı / Mücahitler Diyarı. Kıbrıs Özel Sayısı

Bu­gü­nü an­la­mak için kimi zaman ma­zi­nin ru­hu­nu pay­laş­ma­mız, an’ın il­ha­mı­nı dünün ya­şan­mış­lık­la­rın­dan edin­me­miz ge­re­ke­bi­lir. Eli­ni­ze al­dı­ğı­nız bu özel sa­yı­mız­da Kıb­rıs’ı bu ruh ve il­ham­la ha­tır­la­mak is­te­dik. Ha­tır­la­dı­ğı­mız şey, Tür­ki­ye’nin bugün Afrin, el-Bab, İdlib, Libya ve Kuzey Su­ri­ye’de yap­tı­ğı as­ke­ri ha­re­kat­lar­da or­ta­ya koy­du­ğu ga­ye­nin dün Kıb­rıs’ta ger­çek­leş­ti­ri­len ha­re­kat­tan hiç de fark­lı ol­ma­dı­ğı­dır. Kıb­rıs, çok­la­rı­mı­zın zi­hin­le­rin­de ve dil­le­rin­de hak et­me­di­ği bir ko­num­da. Yine İslam ile yoğ­rul­muş unu­tu­lan tarih ve kim­li­ği kadar Müs­lü­man­la­rın bu coğ­raf­ya­da ger­çek­leş­tir­dik­le­ri as­ke­ri ha­re­kat­lar, gönül fe­tih­le­ri, imar ve iskân fa­ali­yet­le­ri ve ken­di­le­rin­den ol­ma­yan­lar­la ada­let­le be­ra­ber var olma tec­rü­be­le­ri Kıb­rıs de­nin­ce hiç de akla gel­me­yen­ler­den. Din, dil, kül­tür ve tarih bağ­la­rı­mı­zın ol­du­ğu de­va­sa bir coğ­raf­ya içe­ri­sin­de belki de her açı­dan bize daha yakın, daha “biz­den” olan bu Yavru Vatan ma­ale­sef biz­ler­den hak et­ti­ği il­gi­yi ve aidi­yet duy­gu­su­nu gö­re­me­mek­te. Bu sa­yı­mız­da şunu sor­mak is­te­dik: Kıb­rıs’ı ne zaman ve nasıl ha­tır­la­rız? Doğu Ak­de­niz’de doğal kay­nak­lar keş­fe­dil­di­ğin­de veya ada­nın, bölge ül­ke­le­rin ta­ciz­le­ri­ne karşı st­ra­te­jik önemi fark edil­di­ğin­de mi? Belki de bu so­ru­ya ve­re­ce­ği­miz cevap, Kıb­rıs’ın bir İslam bel­de­si ol­du­ğu­nu ve yine ün­si­ye­ti­nin de Müs­lü­man coğ­raf­ya­ya ait ol­du­ğu­nu ha­tır­la­dı­ğı­mız­da ger­çek­çi bir kar­şı­lık bu­la­bi­le­cek­tir. Evet, şe­hit­le­ri­mi­zin kan­la­rıy­la su­la­nan bu belde, tıpkı üze­rin­de Allah’ın adı­nın anıl­dı­ğı Bosna, Ko­so­va, Batı Trak­ya, Kaf­kas­lar, Orta Asya, Halep, Şam, İdlib, Musul, Af­ri­ka ve hatta gü­ney­do­ğu Asya’daki her bir İslam top­ra­ğı kadar mu­kad­des­tir ve biz­le­re ema­net­tir. Ema­ne­ti­mi­zi idrak ede­bil­mek için Kıb­rıs’ın bu coğ­raf­ya­ya, bize yö­ne­lik aidi­ye­ti­ni ye­ni­den ha­tır­la­ma­lı­yız. Zira ün­si­yet ku­rul­ma­yan ve ortak de­ğer­le­ri ha­tır­lan­ma­yan iki top­rak par­ça­sı ara­sın­da­ki iliş­ki, sa­de­ce çıkar odak­lı, tek ta­raf­lı ola­rak ben­cil­ce itham ve id­di­ala­rı be­ra­be­rin­de ge­ti­rir. Bu yüz­den eli­niz­de tut­tu­ğu­nuz bu özel sa­yı­mız­da göz ardı edi­len, ha­tır­lan­ma­yan ama esa­sın­da biz ol­du­ğu­muz Kıb­rıs’ı anım­sat­mak is­te­dik.

Ma­lu­mu­nuz, Kıb­rıs yakın za­man­da ek­ran­lar­da çok fazla rast­la­dı­ğı­mız bir anah­tar ke­li­me. Aynı ek­ran­lar­da ön­ce­sin­de ve hemen ar­dın­dan gelen diğer anah­tar ke­li­me­ler ise pet­rol, do­ğal­gaz, ada­nın st­ra­te­jik ko­nu­mu, deniz sı­nır­la­rı vb. söz­cük­ler. Doğu Ak­de­niz’de ısı­nan sular ve ada­nın git­tik­çe artan st­ra­te­jik önemi biz­le­re gös­te­ri­yor ki, Tür­ki­ye si­ya­si, as­ke­ri ve je­opo­li­tik ola­rak kıs­ka­ca alın­mak, hak­la­rın­dan mah­rum bı­ra­kıl­mak is­te­ni­yor ve Kıb­rıs yakın za­man­da­ki böy­le­si bir ça­tış­ma­nın tam or­ta­sın­da. Peki si­ya­si çe­kiş­me­nin yanı sıra Kıb­rıs’ın uzun va­de­li ola­rak kül­tü­rel ve sos­yo­lo­jik bir ça­tış­ma­sı­nın da içe­ri­sin­de ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­bi­lir miyiz? El­bet­te hayır. Doğu Ak­de­niz’in ısı­nan su­la­rı, em­per­ya­list güç­ler­le ya­pı­lan ve te­si­ri­ni uzun bir süreç içe­ri­sin­de gös­te­recek top­lum­sal bir mü­ca­de­le­nin de ol­du­ğu­nu biz­le­re gös­ter­mek­te. Bu yüz­den Kıb­rıs, si­ya­si ve st­ra­te­jik ol­du­ğu kadar dini ve kül­tü­rel ola­rak da cephe hat­tı­mı­zı oluş­tur­mak­ta­dır.

Genç Ön­cü­ler ola­rak bu ay, “Kıb­rıs” dos­ya­sı­nı özel sayı ola­rak siz­le­re su­nu­yo­ruz. Bu amaç­la ya­zı­la­rı­mı­zın ço­ğu­nu böl­ge­den ve böl­ge­ye hâkim olan ya­zar­la­rı­mız­dan temin ettik. Ya­zar­la­rı­mız­dan Doç. Dr. İsmail Şahin 1957-1974 se­ne­le­ri ara­sın­da Kıb­rıs’taki Milli Mü­ca­de­le’yi ele alır­ken Sü­mey­ye Koç has­re­ti­ni duy­du­ğu bir du­anın ger­çek­leş­me­si­ni ya­zı­ya döktü. Merve Ma­hi­ta­poğ­lu, ada­nın Müs­lü­man­lar ta­ra­fın­dan ilk kez fet­hi­ni ve fet­hin sem­bo­lü olan Ümmü Haram’ı iş­le­di. Yine Doç Dr. Emete Gö­zü­gü­zel­li siz­le­re Ser­hat Vatan Kıb­rıs’tan se­lam­la­rı­nı ve bir mek­tup gön­der­di. Yrd. Doç. Dr. Zeki Akçam, Kıb­rıs’a yö­ne­lik çokça dil­len­di­ri­len kötü it­ham­lar­dan bi­ri­nin, Kıb­rıs’ın bir ku­mar­ha­ne adası ol­du­ğu it­ha­mı­nın, asıl­sız­lı­ğı­nı or­ta­ya koydu. Ça­ğa­tay Özlem, Si­yo­nizm’in ada üze­rin­de­ki bit­me­yen emel­le­ri­ni ha­tır­lat­tı. Yine Doç. Dr. Yasin Çoş­kun, Kıb­rıs’taki İngi­liz işgal ida­re­si­nin ta­rih­sel se­rü­ve­ni­ni biz­ler­le pay­laş­tı. Meh­met Ali Hü­da­ver­di ise Kıb­rıs’ta genç ol­ma­nın ne ifade et­ti­ği­ni ve aynı za­man­da ne his­set­tir­di­ği­ni yazdı. Doç. Dr. İsmail Şahin, Kıb­rıs Türk­le­rin biz­ler ta­ra­fın­dan çok da bi­lin­me­yen bir yö­nü­ne, dini ha­yat­la­rı­na eğil­di. Doç. Dr. Hü­se­yin Işık­sal ise Mavi Vatan’ın is­tik­ba­li­nin Tür­ki­ye’nin is­tik­ba­li ol­du­ğu­nu ha­tır­lat­tı. Yine Ma­hi­nur Öz­de­mir de Kıb­rıs gezi ya­zı­sı­nı bi­zim­le pay­laş­tı. Ya­zar­la­rı­mız­dan Ha­ti­ce Beyza Öz­türk, Kıb­rıs Hala Sul­tan İla­hi­yat Ko­le­ji’ni ve mis­yo­nu­nu yad etti. Kübra Da­ğıs­tan ve Se­fa­nur Da­ğa­şan ise her biri Kıb­rıs milli mü­ca­de­le­si­ni an­la­tan sı­ra­sıy­la Ke­le­be­ği Özgür Bı­rak­mak ve Kıb­rıs Tür­kü­nün Milli Mü­ca­de­le­si adlı ki­tap­la­rın tah­lil­le­ri­ni siz­ler için yap­tı­lar.
Sözün ni­ha­ye­tin­de, bu özel sa­yı­mız­da biz­le­re ver­di­ği des­tek ve gay­ret­le­rin­den do­la­yı T.C. Genç­lik ve Spor Ba­kan­lığj Lef­ko­şa Bü­yü­kel­çi­li­ği Tem­sil­ci­si Se­mat­tin Öz­türk’e te­şek­kü­rü bir borç bi­li­yo­ruz.

Genç Ön­cü­ler ola­rak her koşul ve du­rum­da hakkı dile ge­ti­rip is­ti­ka­met üzere olma so­rum­lu­lu­ğu­mu­zu ye­ri­ne ge­tir­me ga­ye­siy­le bu ayki der­gi­mi­zi siz de­ğer­li oku­yu­cu­la­rı­mı­zın idrak ve an­la­yış­la­rı­na su­nu­yo­ruz. Her sö­zü­mü­zün başı Allah’ın adı ile ve yine her sö­zü­mü­zün sonu Al­la­hu­alem olmak üzere.