147. Sayı / İçimizdeki Yabancılar

İçi­miz­de­ki ya­ban­cı­lar bahsi gün­de­mi­mi­ze yeni gir­miş bir mevzu değil. Ne­re­dey­se iki yüz yıl­dır, hem bu coğ­raf­ya­nın ya­ban­cı­la­rı hem de bu coğ­raf­ya­dan olup da bu­ra­ya ya­ban­cı ol­ma­ya can atan­lar ola­gel­di. Os­man­lı’nın cep­he­de mağ­lup ol­ma­ya baş­la­ma­sı­nın ar­dın­dan gelen ara­yış­lar, pek çok­la­rın­ca başka dün­ya­la­ra açı­lan ka­pı­lar an­la­mı­nı ta­şı­yor; bu ka­pı­lar on­la­rı köp­rü­nün al­tın­dan akan başka su­la­ra gö­tü­rü­yor­du. İslam’ın te­rak­ki­ye mani ol­ma­dı­ğı (ne de­mek­se), Batı me­de­ni­ye­ti­nin de güzel yön­le­ri­nin bu­lun­du­ğu(!) ve on­la­rın fay­da­lı ta­raf­la­rı­nın alın­ma­sı ge­rek­ti­ği(!) söy­len­ti­le­ri; İslam’ın ilim ve bi­lim­le çe­liş­me­di­ği­ni açık­la­ma ça­ba­sı ola­rak ka­mu­oyu­na yan­sı­ya­cak­tı. Ken­di­mi­ze ya­ban­cı­laş­ma tavrı; 20. yüz­yı­lın baş­la­rın­dan iti­ba­ren Jön Türk­ler­de, İtti­hat Te­rak­ki’nin için­de, İstik­lal Harbi ve­ri­lir­ken manda ve hi­ma­ye me­se­le­sin­de, Cum­hu­ri­yet ilan edil­dik­ten sonra İslam’a ve geç­miş me­de­ni­ye­te olum­suz bakış açı­sın­da, 30’lar­dan sonra inşa edi­len ve 60 dar­be­siy­le iyice ka­buk­la­şan Ke­ma­lizm’de, 70’lerde ön plana çıkan Ko­mü­nizm’de, kimi Müs­lü­man­lar ara­sın­da çok da kale alı­na­cak bir bü­yük­lük­te ol­ma­yıp or­ta­ya çıkan aşırı fi­kir­ler­de, 28 Şubat’ta ve 15 Tem­muz’da tek­rar ken­di­ni gös­ter­di.

Şimdi şu­ra­da dur­ma­mız ge­re­ki­yor: Biz bugün yüz­yıl­lar­ca inşa edi­len bir ka­rak­te­rin ar­dın­dan Tür­ki­ye’de ya­şı­yor­ken, İslam’ın dı­şın­da iyi­lik ve gü­zel­lik­le­rin bu­lun­du­ğu söy­len­ti­le­ri­ni du­yu­yor­sak ipin ucu çok­tan kaç­mış de­mek­tir. Tür­ki­ye’ye men­sup olup da bu coğ­raf­ya­nın elde kalan son top­rak par­ça­sı­nın mu­ha­fa­za edil­me­si­ni basit gör­mek, manda ve hi­ma­ye fik­ri­ni ru­hun­dan ata­ma­mak, bil­mem hangi mez­hep­le­rin se­vi­ci­li­ği­ni yap­mak, mil­le­ti­mi­zin de­ğer­le­ri­ni ha­fi­fe almak gibi al­çak­lık­lar an­lı­yo­ruz ki bun­dan sonra da sık sık kar­şı­mı­za çı­ka­cak. İstan­bul’un ara so­kak­la­rın­da cin­si­yet­le­ri eşit­le­yen(!) yü­rü­yüş­ler ya­pı­la­cak ve on­la­ra bu va­ta­nın bir rengi gibi ba­kı­la­cak.
Fakat unut­ma­ma­lı: İslam’ın dı­şın­da kalan her şeyin de­ğer­siz ve za­val­lı ol­du­ğu­nu söy­le­yen, bu va­ta­nın bek­çi­li­ği­ni yapan, ül­ke­nin bütün renk­le­ri­nin İstik­lal Harbi’nde or­ta­ya çık­tı­ğı­nı gören ve bilen bu mil­le­tin in­san­la­rı, her zaman Tür­ki­ye ka­pı­sı­nın İslam ka­pı­sı ol­du­ğu­nu bilip nöbet tut­ma­ya devam edecek ve ru­hun­dan manda ve hi­ma­ye fik­ri­ni ata­ma­yan­la­rın ip­li­ği­ni pa­za­ra çı­ka­ra­cak.

Genç Ön­cü­ler ola­rak bu ay “içi­miz­de­ki ya­ban­cı­lar”ı dos­ya­ya ta­şı­yo­ruz. Baş­ka­sı olup da biz­den gö­rü­nen­ler, biz­den olup da baş­ka­sı ol­ma­ya heves eden­ler, mü­min­le­rin asa­le­tin­den yüz çe­vi­ren­ler, bu va­ta­nın vatan olur­ken ve vatan ka­lır­ken yas­lan­dı­ğı ha­ki­kat­le­ri düşük bir şey ola­rak gö­ren­ler dosya ya­zı­la­rın­dan.

Yavuz Selim San­cak, İslam­cı­lı­ğın kay­nak kri­zi­ni yazdı. Hü­sa­met­tin Mal­ko­çoğ­lu, bir dönem çok­la­rı­nın di­lin­de olan “Tür­ki­ye’nin bir da­rul­harp top­ra­ğı(!) ol­du­ğu” ga­ra­be­ti­ni yazdı. Osman Zin­nur Aksu’nun ya­zı­sı Sen Sahip Olur­san… İçi­miz­de­ki Ya­ban­cı­lar baş­lı­ğı al­tın­da İslam düş­man­lı­ğı ya­pan­lar­dan ki­mi­le­ri­nin söz­le­ri­ni de der­le­dik.

Dosya dı­şın­da Ha­ti­ce Beyza Öz­türk hukuk ya­zı­la­rı­na devam edi­yor. Sü­mey­ye Güven de­ne­me kö­şe­sin­de. Fazıl Cem Ayla fil­mi­nin tah­li­li­ni yaptı. Talha Ulu­kır Si­ne­ma ya­zı­la­rı­na, Ayşe Afife ise mekân ya­zı­la­rı­na devam edi­yor. Meh­med Eşref yine 10 So­ru­da kö­şe­sin­de. Gün­de­lik Şey­ler kö­şe­si de yine kendi ye­rin­de. Ob­jek­ti­fim­den yan­sı­yan­lar say­fa­sın­da Tuğba Nur Avcı bir ha­tı­ra­yı bir an’a sa­bit­le­di. Şiir say­fa­sın­da Rüştü Onur, Tur­gut Uyar, Meh­med Akif ve genç şa­ir­le­ri­miz­den Begüm Kıtay şi­ir­le­riy­le kar­şı­nız­da.

Bu ay orta say­fa­da ilk Türk-İslam eser­le­rin­den Ku­tad­gu Bilig’den seç­me­ler var. Ali Emiri Efen­di’nin Ez­har-ı Ha­ki­kat’inden bö­lüm­ler bu ay da mev­cut. Mus­ta­fa Sabri Efen­di’nin Harf İnkı­la­bı ile ya­zı­la­rın­dan bi­ri­ni daha yine der­gi­ye aldık. Diğer ik­ti­bas ise 1939 yı­lın­da Cahit Tan­yol’un Tan­pı­nar hak­kın­da ka­le­me al­dı­ğı köşe ya­zı­sı.
Arka Ka­pak­ta İsmail Kara Hoca’nın “Mız­rak­lı İlmi­hal’den Ne İsti­yor­lar­dı?” ya­zı­sı bu­lu­nu­yor.

Genç Ön­cü­ler’in genç ya­zar­la­rı ola­rak ga­ye­miz; top­lum­sal ya­şa­mı­mız­da kar­şı­laş­tı­ğı­mız iyi­lik­le­ri, kö­tü­lük­le­ri, ko­lay­lık­la­rı ve zor­luk­la­rı, siz de­ğer­li okur­la­rı­mı­za en an­la­şı­lır şe­kil­de ak­tar­mak­tır. Kad­ro­muz, ada­let­le şa­hit­lik va­zi­fe­si­ni unut­ma­ya­rak ya­zı­la­rı­nı ka­le­me alma gay­re­tin­de­dir. Çünkü bu bize Rab­bi­mi­zin va­hiy­le sabit kıl­dı­ğı bir gö­rev­dir. Bütün sa­yı­la­rı­mı­zı bu bi­linç­le çı­ka­rı­yo­ruz. Ça­lış­ma­mı­zın ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı di­li­yor, ke­yif­le oku­ma­nı­zı te­men­ni edi­yo­ruz.

Bu Sayıdaki Yazılar: