214. Sayı / Zihin, Zaman ve Zikir: Hafıza Çağında İnsan

Zihin, Zaman ve Zikir: Hafıza Çağında İnsan

Gündem hızlı, haberler baş döndürüyor. Dün yaşanan bir olay, bugün bir “anı”ya dönüşüyor. Bir gün önce konuştuğumuz bir mesele, ertesi gün yerini bambaşka bir tartışmaya bırakıyor. Hatırlamak gitgide zorlaşıyor; unutmamak ise neredeyse bir direnç eylemine dönüşüyor. Bu hız çağında yaşadığımız olayların ne kadar kalıcı, acıların ne kadar gerçek, yüzleşmelerin ne kadar derin olduğunu kestirmek zorlaşıyor. Her şey büyük bir gürültü içinde olup bitiyor ve geride ne kaldığını çoğu zaman fark edemiyoruz.

Tam da bu noktada, unutmanın ve hatırlamanın bireysel ve toplumsal anlamlarını sorgulamak gerekiyor. Çünkü unutmak bazen bir savunma mekanizması, bazen konforlu bir kaçış, bazen de yaşanmış bir kayıptır. İnsan yalnızca geleceğiyle değil, geçmişiyle de yaşar. Peki, biz gerçekten geçmişimizi hatırlıyor muyuz, yoksa sosyal medyada yapılan birkaç sembolik paylaşımla hatırlıyormuş gibi mi davranıyoruz? Hafıza yalnızca geçmişin birikimi değil; aynı zamanda bugünü şekillendiren ve yarına yön veren bir temeldir. Ancak bu temel, kimi zaman medya bombardımanıyla sarsılıyor, kimi zaman da bilinçli bir biçimde unutturuluyor. İşte bu nedenle, genç bir zihin olarak sormamız gerekiyor: Gerçekten hatırlamak ne demek? Unutmak bizi nasıl değiştiriyor? Neleri hatırlıyor, neleri unutuyoruz? Kimin hikâyesi anlatılıyor, kiminki siliniyor?

Bu sayıda Genç Öncüler Dergisi olarak bireysel ve toplumsal hafızamızı dürtüyoruz. Amacımız yalnızca geçmişe bakmak değil; bugünümüzü daha bilinçli yaşamak, kim olduğumuzu ve neye yaslandığımızı hatırlamak. Bu yolda, toplumsal belleğin nasıl oluştuğunu, hangi olayları kolayca unuttuğumuzu ve bazen neden bu kadar çabuk unutur hâle geldiğimizi sorguluyoruz. Unutmanın ardında yatan yapıları, hatırlamanın yüklediği sorumlulukları birlikte düşünmeye davet ediyoruz. “Zihin, Zaman ve Zikir: Hafıza Çağında İnsan” manşeti ile çıkan yeni sayımızı okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.

Yazarlarımızdan Ayşe Nihal Ocaktan’ın, “Unutmak Bazen Nimet Bazen İllettir” başlıklı yazısı 214. sayımızda okuyucularımızı karşıladı. Hacernur Yeşilaltun, “Dijital Dünyada Hafızamızı Kim Yönetiyor?” sorusuna odaklandı. Selim Cemil, “Hatırlamakla Unutmak Arasında: Kimlik, Hafıza ve Hakikatin Peşinde” başlıklı yazısında kimlik kavramını ve toplumsal hafızayla ilişkisini ele aldı. Maria Akraa, “Çiçek İçin Tohumu Unutmak” başlıklı yazısında unutmanın psikolojisini yazdı. Oğuzhan Kiriz ise toplumsal hafıza sözlüğünü hazırladı. Melek Öztürk Köroğlu, “Elest Bezmindeki Ahdimizi Hatırlamak: Zikir” başlıklı yazısında Kur’an’ın kendisinin bir zikir olmasını ve tasavvufta zikir kavramını inceledi. “Kur’an’da Zikr Kelimesinin Anlamı Üzerine Ayetler” sayfasını da yine Melek Öztürk Köroğlu hazırladı.

Hukuk sayfasında Mehmet Tokar, “Google Geçmişine Çekidüzen Vermek” başlıklı yazısında unutulma hakkının hukuksal boyutunu inceledi. Portre sayfası için Betül Ünlü, Cevher Dudayev’i araştırdı. Yeni yazarlarımızdan Fatma Berber, “Dikenin Rağmına Gül İçin” başlıklı yazısını, Esma Nur Çalun ise “Yavaşlamanın Hikmeti ve Zarafetin Mücadelesi” başlıklı yazısını okuyucularımızla paylaştı. Zaman Tünelini yine Muhammet Furkan Yeşil hazırladı. R. Merve Taşdelen ise “Mürekkep” adlı şiiri ile aramızda yerini aldı. Bu sayımıza katkıda bulunan tüm yazarlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve beğenisine sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah’ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allahuâlem olmak üzere.