209. Sayı / Kendi Suretimde Bir Gölge

Kendi Suretimde Bir Gölge 

İnsanın kendisine, özüne, topluma ve değerlerine yabancılaşması, modern dünyanın en derin ve karmaşık problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, bireyin kendi benliğini anlamlandırma çabasından uzaklaşıp onu çevreleyen toplumsal ve kültürel değerlerle bağını yitirmesiyle daha da derinleşmektedir. Yabancılaşma, yalnızca bireyin öz benliğiyle sınırlı kalmaz. İnsanlık tarihine, kültürel mirasa, diline ve dinine kadar uzanan geniş bir yelpazede etkisini gösterir. Böylece, insanın sadece kendi kimliğini değil, aynı zamanda mensubu olduğu toplumu şekillendiren manevi bağları da aşındırır; ahlaki çöküşten toplumsal çözülmeye, bireysel izolasyondan anlam kaybına kadar uzanan bir dizi problemi beraberinde getirir.

Yabancılaşma, bireyin yaşamı anlamlandırma çabasını sekteye uğratırken ruhsal dünyasında da derin çatlaklar oluşturur. İnsan, modernizmin dayattığı soyutlanmışlık ve kimliksizlik girdabında, kendi köklerinden koparılır. Böylece artık ne kendi değerlerini savunabilir ne de bu değerlerin oluşturduğu toplumsal yapı içinde sağlam bir yer edinebilir hâle gelir. Yaşanan bu süreç sadece bireyin değil, toplumun da temelini sarsar.

Özüne yabancılaşan insan, toplumu yalnızca parçalanmış bireylerden oluşan bir kalabalığa dönüştürür. Ortak değerler silikleşir, toplumsal güven ve adalet zayıflar, nesiller arasındaki bağlar kopar, ortak bir gelecek inşa etme iradesi kaybolur. Yaşanan kopuş aileden eğitim kurumlarına, siyasetten kültürel yapıya kadar her alanda hissedilir. Biz de Genç Öncüler Dergisi olarak, yaşanan bu toplumsal çözülmeyi 209. sayımızda “Kendi Suretimde Bir Gölge” manşetiyle dosyaya taşıdık ve okuyucularımızın istifadesine sunduk.

Bu sayımızda yazarlarımızdan Osman Zinnur Aksu, “Yabancılaşmanın Kıskacında: İslam Düşüncesini Düşünmenin Önemi” başlıklı yazında toplumda yaşanan çözülmeyi ele aldı. Melek Öztürk Köroğlu, “Kutsallaştırılmış İnsan: Hem Modern Hem Yabancı” başlıklı yazısında yaşadığımız çağın sosyal, ekonomik ve politik yapısının insan ve toplum psikolojisine nasıl etki ettiğini yabancılaşma kavramı üzerinden inceledi. Betül Ünlü, “Yabancılaşma Kavramına Marx Gözünden Bakış” başlıklı yazısını okuyucuyla paylaştı. Nihan, “Dilde Yabancılaşma” başlıklı yazısında dilin hayatımızdaki yerine ışık tuttu. Ayşe Nihal Ocaktan, “İnsan Mekânı Mekân da İnsanı İnşa Eder” başlıklı yazısında yabancılaşma kavramını evin dönüşümü üzerinden inceledi. Harun Küçükaytekin, “Asıl Ben’in Değişimi” başlıklı yazısında dinde yabancılaşma olgusunu kaleme aldı. Hacernur Yeşilaltun, insanın özüne yabancılaşmasında büyük bir araç olarak sosyal medyaya odaklandı. Oğuzhan Kiriz, “Yakınların Uzaklaşması” başlıklı yazısında yabancılaşma tezahürü olarak bakımevlerine değindi. Ramazan Korkmaz ise “Yol” başlıklı yazısıyla bu sayımızda bizlerle.

Zeynep Çandır, 209. sayımız için hazırlamış olduğu yabancılaşma üzerine kitap öneri listesi ile   aramızda yerini alırken Elif Ergan Aldemir, “Seçilmişlik Yalnızlık” başlıklı yazısını okuyucu ile buluşturdu. R. Merve Taşdelen, ise “Yedi Eşik” şiirini paylaştı. Etkinlik sayfasında Zeynep Pınar Can, Kısadan Hisse Kısa Film Festivali’nin 9. yılı ile ilgili bilgi verirken Zehra Mahitapoğlu Köksal, “Bizden Haberler” sayfasını hazırladı. Bu sayımıza katkıda bulunan yazarlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca kitap öneri listesine katkılarından dolayı Dr. Öğr. Üyesi Cenk Beyaz hocamıza ve Arş. Gör. Zeynep Pınar Can’a teşekkürü borç biliriz.

Genç Öncüler olarak her koşul ve durumda hakkı dile getirip istikamet üzere olma sorumluluğumuzu yerine getirme gayesiyle bu ayki dergimizi siz değerli okuyucularımızın idrak ve beğenisine sunuyoruz. Her sözümüzün başı Allah’ın adı ile ve yine her sözümüzün sonu Allahuâlem olmak üzere.