Bir Hamle de Sen Yap!
"Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüzbirinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman an- larım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir."
John RIIS'in bu sözünden hareket edersek; Yeryüzünü karanlıkların kuşatmasından, kötülüklerin ve fesadın küreselleşmesinden kurtarmak için yola çıkmış Kur'an neslinin öncüleri olmayı kendimize görev bildiysek! Öyleyse ısrarla ve inatla hiç susmadan, sıkılmadan inandığımız değerler uğruna devam etmeliyiz "vurmaya" ağır ağır ve in- ceden inceye. Genç Öncüler olarak böyle bir yola baş koyduysak, tıpkı taş ustası gibi emin adımlarla yürüyeceğiz hedefimize. Uzun bir süre, çatlak ses bile çıkmayacak belki. Ama sebat edersek Allah'ın dinini anlamada, anlatmada, yaşamada... İşte birgün o dilediğimiz Öncü Kur'an Nesli haykıracaktır dünyaya: Allah'tan başka hiçbir varlığın ilahlık taslayamayacağını; Yeryüzünde yegane güç ve otoritenin Allah olduğunu; Allah'ın hiçbir şeye muhtaç olmadığını, ama O'nun dışında herkesin ve herşeyin O'na muhtaç olduğunu. İşte bugün, bundan önceki günlerin seme- residir. "Bugün"den önceki günler onun gereğidir. Eğer önceki darbeler olmasaydı, o tek vuruşta yarılmazdı taş ikiye. Ve eğer önceki darbeler olsaydı da, son vuruşta yitirilseydi yarılmazdı taş ikiye. O yüz darbe, taşın ikiye yarılmasının bir gereğidir. Gerekeni yaptıktan sonra ise netice Allah'tandır. Bu halde hiç bıkmadan, usanmadan yü- rüyeceğiz hedefe ağır ağır, vuracağız taşa tek tek, çağıracağız insanları gün ve gün, ve yalvaracağız Allah'a: "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı sabit kıl. Ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. "(Bakara 250)
Öyleyse söylediğimiz her sözü, yazdığımız her yazıyı, yaptığımız her işi "insanlığın kalbini" saran kire, tortuya, pisliğe, pasa atılan bir darbe olarak görmeliyiz. Yani hikaye aslında Hz. Ömer'in o veciz sözünde düğümleniyor: "Kayaları parçalayan dalgaların şiddeti değil sürekliliğidir."
Bu uğurda, biz Genç Öncüleri; diri, heyecanlı ve dinamik tutmanın çaresini, dergimizin baş yazısında Abdullah Yıldız beş maddede gösteriyor.
Öncülerin öncüsü bölümünde ise insanları İslam'a daveti basit ve sade bir dille ortaya koyan Ebu'l-A'la Mevdudi'nin bu pratik yöntemiyle ne kadar fazla netice aldığını görüyoruz.
Prof. Dr. Fuat Sezgin'in çığır açıcı söylemleri, bize geçmişimizden, köklerimizden güç almamızı bu sayede yere çok daha sağlam basmamızı sağlıyor. Müslümanların bilim tarihine yaptıkları etki, aslında İslam ümmetinin nerede durduğunu gösteriyor.
Selçuk Kütük'ün "Hangi Taraftanız?" adlı yazısı ise, kendimize, bulunduğumuz tarafa ve taraflar arasındaki sınırlara dikkat etmemiz gerektiğini, çok çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor.
Liselilerin Gençlik Dergisi; Genç Öncüler, okur/yazarlarımızın katkılarını dört gözle bekler. Bize istediğiniz tarzda (deneme, karikatür, makale, hikaye, fikra, gezi yazısı...) ve istediğiniz muhtevada (spor, teknoloji, mizah, güncel, düşünce, fikir, edebiyat...) yazdıklarınızı, çizdiklerinizi gönderebilirsiniz.