Gençlikten her zaman şikâyet edilegelmiştir. Önceki nesiller, çocuklarının ve torunlarının kendilerinden çok farklı olduğunu, onların bir türlü büyümediklerini, olgunlaşmadıklarını dillerinden düşürmemişlerdir. “Bizim zamanımızda…” ile başlayan cümlelerin nereye gideceği artık herkesin malumu… Ama ne var ki gençler artık çok daha farklı. 90 nesli ile 2000 nesli arasındaki farkı hayretler içinde görüyoruz. Dahasını söyleyelim: 2010 nesli de gümbür gümbür geliyor; abilerinden çok daha farklı olarak…
Gençlik üzerine söylenecek sözler uzayıp giderken Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi (SEKAM), Gençlik Raporu’nu yayınlamıştı. Daha sonra ülkemiz 15 Temmuz darbe girişimi ile karşı karşıya kalınca, darbe girişiminin gençliğin üzerindeki etkisini ölçmek için SEKAM “15 Temmuz Askeri Darbe Girişiminin Öncesi ve Sonrasında Gençliğin Durumu” adıyla bir saha araştırması daha yayınlandı. Anketler, darbe girişiminden önce 81 ilde yaklaşık 4000, darbe girişiminden üç ay sonra TÜİK’in 12 bölge ölçeği bağlamında 12 farklı ilde yaklaşık 2000 olmak üzere toplam 6000 civarında genç üzerinde yapılmış. Bu açıdan gençlik üzerinde yapılan kapsamlı bir çalışma olmasından dolayı araştırma oldukça mühim.
Biz de Genç Öncüler olarak bu ay dosyaya SEKAM’ın hazırladığı Gençlik Raporu’nu dosyaya taşıyoruz. Dosya yazılarımızın çoğunu SEKAM’ın açtığı başlıklardan aldık. Raporun detaylı bir analizini ise Burhanettin Can hocamız ile yaptığımız röportajda konuştuk. Türkiye’de darbelerin kime ve ne maksatla yapıldığı, darbe girişiminin gençler ve halk üzerinde nasıl bir etki yaptığı, gençlerin zihnindeki kırılmalar, gençlerin çekilmek istendiği yön, gençlerin vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına ve cemaatlere bakışları; dini bir grup eliyle darbe girişiminde bulunularak Türkiye’deki cemaatlerin üzerine kurulan tuzaklar ve bize düşen sorumluluklar mülakatın içeriğinden.
Osman Zinnur Aksu gençlerin Türkiye’ye nasıl baktığını yazdı. Burak İdi, SEKAM’ın Gençlik Raporu’ndan hareketle gençlerin ruh halleri ve memnuniyetsizliğini analiz etti. Esra Akgül ve Derya Demirel Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşlarının Gençlik Refahı Üzerindeki Etkisi adlı bir makale kaleme aldı. Rabia Ak, gençlerin bakışını köşesine taşıdı.
Dosya dışı konularda Feyzanur Karaman İslami İlimler köşesinde tevekkülü yazdı. Mehmet Ali Özdemir, Ali Emiri Efendi’nin Ezhar-ı Hakikat adlı eserinden derlemelere devam etti. Ayrıca Özdemir bir de Hicri 1334 yılında (1912) İstanbul Matbaat-ı Askeriyesinde neşredilen “Düşman Tayyarelerinin Taaruzâtına Karşı Tedâbîr Ve Suver-i Tahaffuzıyye Hakkında Ta'lîmât” adlı yazıyı Latin harflerine aktardı. Ayşe Afife, Üsküdar’daki Saklı Yazma Eser Kütüphanesi adlı yazıyı köşesine taşıdı. Talha Ulukır ise sinema yazılarına devam ediyor: Sinemanın Eseri Evren ve Evrenin Eseri Sinema.
Recep Ayık Nuri Pakdil’in ardından bir vefa yazısı kaleme aldı. Üstelik rahmetli Pakdil’in kendisine yazdığı bir mektubu da bu ay dergiye gönderdi; ilk kez yayımlanıyor.
Bu ay dergide yeni bir köşeye başlıyoruz: “Türkçem benim ses bayrağım!” Yunus Başar, Adnan Ergün ve Uğur Demirel, Türk şiirinin tarihi dönemlerinden mısralar seçip kısa notlarını bizimle paylaşacaklar.
10 Soruda Kime Güvenilir Kime Güvenilmez, Gündelik Şeyler sayfaları da bu ay devam ediyor. Tuğba Nur Avcı fotoğraf-yorumlarıyla yine köşesinde. Şiir köşesinde ise Esra Akgül var.
Bir de teşekkür bahsi açmamız gerekiyor. Üç sene önce dergide “İslam’a Kavuşma” yazı dizisine başlayan Toleuzhan Galiyeva kardeşimiz, bu ay 38. yazısıyla yazı dizisinin sonuna gelmiş bulunuyor. Yıllar evvel zor şartlar altında, herkesi karşısına alarak, içinde yanan İslam ateşiyle İslam’ı öğrenmek niyetiyle Türkiye’deki kardeşlerine koşmuştu. Burada İslami ilimleri öğrendi, yüksek lisansını tamamladı ve Kazakistan’daki Müslüman kardeşlerine İslam’ı anlatmak üzere geri döndü. Onun Türkiye’de geçirdiği altı sene boyunca Allah’a nasıl teslim olduğuna, imanı ve ihlası üzerinde nasıl taşıdığına biz şahit olduk. O sadece ilmi öğrenmedi; öğrendikleriyle bize örnek oldu. Kazakistan’da bir hocasının “Toleuzhan seni gördükçe imanın artıyor.” dediğini biliyoruz. Biz de aynı böyle düşünüyoruz Toleuzhan, Allah yolunu açık etsin. Türkiye’de sana da daima dua eden kardeşlerin var.
Bir de müjdemiz var: Toleuzhan Galiyeva’nın dergideki yazılarını yakında kitap olarak da elimize alacağız inşallah.
Genç Öncüler’in genç yazarları olarak gayemiz; toplumsal yaşamımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları ve zorlukları, siz değerli okurlarımıza en anlaşılır şekilde aktarmaktır. Kadromuz, adaletle şahitlik vazifesini unutmayarak yazılarını kaleme alma gayretindedir. Çünkü bu bize Rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Bütün sayılarımızı bu bilinçle çıkarıyoruz. Çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.
Bu Sayıdaki Yazılar:
BAŞLIK | TARİH |
---|---|
Sinemanın Eseri Evren ve Evrenin Eseri Sinema | 07 Kasım 2019 |