Her sene yeni eğitim öğretim dönemiyle tartışmaya açılan eğitim sistemimizden şikâyetçi olmayan hemen hemen yoktur. Çünkü Türkiye’nin uzun zamandır teorik ve pratik düşünceye ayak uyduramayan efkârıumumiyesinin eksikliği, dönüp dolaşıp eğitim sistemine dayandırılır.
Yahya Kemal Beyatlı, “Biz mağlup olmuş bir medeniyetin çocuklarıyız,” der. Tanzimat devrinden beri üzerimize aldığımız yenilgi psikolojisi, tekke ve zaviyelerin kapatılması ve dini-fenni ilimler ayrımının yapılması elbette bu yenilgi psikolojisini derinleştirmiştir. Kemalizm’in eğitim hayatını kapsayan otoriter tutumu; evde dini, okulda pozitivizmi öğrenen çocuklarda derin bir şizofreninin büyümesinin ve melez değerlerin ortaya çıkmasının önünü açmıştır. Ev ile okulun yıllar yılı ülkemizde çelişki içinde olması, eğitim ve öğretim sisteminin bozukluğu ve bozuk sistemi düzeltecek kaliteli insanların yetişmemesi arasında doğrudan bir paralellik vardır. Eğitim sisteminin bir mecrada toplanıp yatağına ulaşması için tezatlardan arındırılmış duru bir zihne kavuşma ihtiyacımız her zamankinden fazla.
Fakat bir noktaya da ayrıca değinmek zorundayız. Orta sayfalarda okuyacağınız Şemsettin Özdemir ile yaptığımız röportajda hocanın söylediklerine kulak kabartmalıyız: Müfredatı uygulayacak kaliteli öğretmenler yoksa, en mükemmel müfredat bile fayda etmez. Kur’an muhakkak en mükemmel müfredattır. Ama ümmetin haline bakınca, en mükemmel müfredatın bile, uygulayıcıları olmayınca fayda vermediği görülmektedir.
Genç Öncüler dergisi olarak bu ay, bu coğrafyada iki yüzyıldır devam eden eğitim sistemi sorununu dosyaya taşıyoruz. Öğrendiğimiz bilginin kimin bilgisi olduğu, doğruyu ve güzeli kimin belirlediği, eğitim sistemindeki aksaklığın düzelme imkânı ve alternatif eğitim yolları dosya yazılarından.
Dücane Demirtaş dini-din dışı eğitim anlayışının tarihi serüvenini yazdı. Kübra Sultan Yağmur, okulsuz eğitimin imkânını sorguladı. Vahap Yaman, “Genci Eğitmek İçin Anlamak Gerekir” yazısını kaleme aldı.
Dosya dışı konularda Toleuzhan Galiyeva İslam’a Kavuşma yazı dizisinin sondan üçüncü metnini yazdı. Talha Ulukır sinema köşesinde yazılarına devam ediyor. Recep Ayık bu ay Salih’e Giderken adlı hikâyesiyle aramızda. Gündelik Şeyler köşesi de devam ediyor. Alıntı köşesinde bu ay misafirlerimiz Süleyman Nazif, Peyami Safa, Cinuçen Tanrıkorur ve İsmet Özel. Arka Kapak’ta ise Ezansız Semtler ile Yahya Kemal’i andık.
Genç Öncüler’in genç yazarları olarak gayemiz; toplumsal yaşamımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları ve zorlukları, siz değerli okurlarımıza en anlaşılır şekilde aktarmaktır. Kadromuz, adaletle şahitlik vazifesini unutmayarak yazılarını kaleme alma gayretindedir. Çünkü bu bize Rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Bütün sayılarımızı bu bilinçle çıkarıyoruz. Çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.